|
|
 |
|
Ashabımı Bana Bırakın!.. |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Hadis kitaplarında nakledilen şu hadise üslup meselesine ışık tutucu mahiyettedir:
Bir gün, yeni müslüman olmuş birisi, Hazreti Ruh-u Seyyidi’l-Enâm (aleyhi elfü elfi salâtin ve selâm) Efendimiz’in huzuruna girerek O’ndan yardım talep etmişti.
Hiç kimseyi eli boş döndürmeyen Allah Rasûlü, o adama da bazı şeyler vermişti; fakat, adam hoşnutsuzluk izhar edip edep sınırlarını da zorlayarak daha fazlasını istemişti.
Bunun üzerine, Ashab-ı Kiram’dan bazıları, saygısızlığını cezalandırmak maksadıyla o şahsın üzerine yürümüşlerdi.
Fakat, Peygamber Efendimiz onlara mani olmuş ve başka şeyler de verip o adamı memnun etmişti.
Sonra da sahabîlere dönüp şöyle buyurmuştu:
Benimle bu köylünün hali kaçan bir deve ile sahibinin durumu gibidir. İnsanlar devenin peşinde koşar, hep beraber onu yakalamaya çalışırlar ama deve kalabalıktan daha çok ürker ve var gücüyle kaçar. Sonunda hayvanın sahibi, “Devemi benimle başbaşa bırakın.” diye seslenir; eline bir tomar ot alarak ona ön tarafından yavaş yavaş yaklaşır ve sonuçta devesini sakinleştirerek boynuna zimamı vuruverir. Eğer siz de o adamı bana bırakmasaydınız onu iyice uzaklaştırmış ve ateşe atmış olurdunuz. Benimle ümmetimin arasına girmeyin, ashabımı bana bırakın!” dua
_________________
|
|
Bugün 9 ziyaretçi (11 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|