|
|
 |
|
Kur'an kıssalari Efendimiz'i teselli ediyordu |
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Kur'an bazen meseleleri anlatirken konuyu acar, bir yere kadar getirir ve
insani irsat eder. Kur'an'daki vakalarda oyle bir elastikiyet, revnakdarlik
ve canlilik vardir ki, ayni vaka baska taraflarda baska bir misal olarak
gelir, adeta, "ben bir daha gorunebilir miyim!" der. Her defasinda ayni
seyi arz edilse de dinleyenler onda farkli seyler gorur.
Ancak nâdânlardir ki, isin nuanslarini anlamaz,
ayni seylerin tekrar edildigini zannederler.
Meselenin muhim bir yonu de, Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'in
kuvve-i maneviyesinin takviye edilmesidir. Sık sık peygamberan-i izamin
misalleri anlatilmak suretiyle, "Ey Nebiyy-i Azam, ey Resûl-i Emced!
Senden evvel baska peygamberler de geldiler.
Senin basina belalar geldi ve Sana yalanci dediler.
Iste Sana Nuh, ona da yalanci demislerdi. Ey Nebiyy-i Efham!
Kendi kavmin dahi Sana iman etmediler diye uzuluyorsun.
Bak, Hazret-i Musa'nin cemaati ona neler yapiyor; Sen bir adamindan -mesela Hatib ibn Beltaa'dan- onu kufre goturmeyecek bir ihanet gordun. Belki kalb-i pâkin muteessir oldu.
Unutma! Hazret-i Isa'nin ummetinden biri de kendisine ihanette bulundu ve onu Yahudilere teslim etti. Oyle ise sen de maruz kaldiklarina aldiris etme!" denilmektedir.
Kur'an, Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)'in maruz kaldıgı musibetlere karsı, bir bakıma onu teselli edici ve kuvve-i maneviyesini
takviye edici mahiyette her firsatta kalb-i pâk-i Nebevi etrafinda itminan
esintileri meydana getirmis ve onun kuvve-i maneviye-i imaniyesini takviye etmistir.
_________________
|
|
Bugün 32 ziyaretçi (218 klik) kişi burdaydı! |
|
|
|
|
|
|